Belki varlığımı yokluğuna borçluyum
Bu coğrafyanın her yerinde gurbetinle komşuyuz
Tokluğuma acıkırken açlığıma doymuşum
Dudaklarımın çöllerinde kuraklığını bulmuşum
Bir de mutluyum ki sorma sakın inan bak
Gel dertlerini dilediğince sakallarıma nişanla
Şöyle aşka baktım da gözlerinde hicap var
Sen efkarımı aldatırsan benle dolar bi’ çarşaf
İçerlediğim her dakika mutluluktan yadigar
Galiba bu yokluğunun benim gibi bi’ kalbi var
Varlığına erişmeme dert ve deniz gardiyan
Benim değilsen alın yazımın gel bugünü son harfi yap
Sakallarımı yıpratırken olmamanın oluşu
Biliyorum ki başındasın çıkamadığım bi’ yokuşun
Ben bu dünyayı alt üst etsem dertle barış buluşur
Bu yüzden de fayda getirmeyecek sakallarımı yoluşum
Kalbe doldun dolalı ben bi’ divaneyim
Sağ olsun şu mutluluklarımda aratmıyor viraneyi
Bu sofradan kalkmam gerek zaten hayli ziyadesin
Gözlerimden taşıyorken bi’ lokma mı? Bi’ daha değil
Üzüntülerin sofrasına yokluğunun ziyafeti
Bu hikayede biliyorum ki mutlu son bi’ hikayedir
Bir başkası da çıkaramayacak yollarından kifayeti
Nasıl yakışmış mı hırsa bezmişliğin kıyafeti
bu adam muazzamm
Şiir sindirilerek okunursa kişiyi bu kadar etkiler hisler her yerde aynı olsa da kişinin bakış açısının farklı olmasının güzel bir örneği. Böyle şiir yazanlar harcanıyor benim düşünceme göre ellerinize sağlık teşekkürler….
Korku ikliminin doruğunda içimizdeki fırtınaların yıprantısını unutturan ılık, hafif esen bir meltem gibi olmuş..;)
Tebrikler…