İstediğin yerde kal, ben giderim bu şehirden
Çünkü burada sen yoksan farksız olur su zehirden.
Şimdi halim nedir sormuyorsun, lakin sana
Kucak dolusu alev getirdim yokluğunun kuzeyinden.
Bir gram eksilmedin, tonla yük var üzerimde.
Seninkiler de bana yüklü, incinme güzelim sen.
Bir gün gelişini düşünüp bir sigara yakıyorum.
Ben, eminim ki birimiz ölecek gözlerin düzelirken.
Sen öleceksin yahut ölecektir dönüşün
Çünkü sen yaşarsan geri dönecektir ölüşüm.
Hayatım, mutluluğum hatta bütün huzurum, benim
Işıklarımın sönüşüdür gelip dudağımdan öpüşü.
Böyle işte aslen yokluğunca varım, senin
Olmaman gerekli olmam için koltuğumda yarın
Çünkü alevlerime ancak soğukluğun dayanır.
Yine de mutlu olmamı engellemez olduğunda karım.
Gelin güveyliğin açıklaması son satır, sen
Kime aşık olduysan sana aşığım on katı.
Bundan ibaret ki hiç bir anın yok tadı, ben
Beklesem de gelmeni hiç ihtimali olmadı.
Sebebi sensin işte saçma sapan hallerim.
Seni sevmem bir dert doğurdu, yokluğun süt annesi,
Öyle güzel büyüttü ki bütün dertler imreniyor,
Gelip görmek istersen hala aynı adresim.
Hayat, güneş doğarken adını söylediyse
Kulağına usulca ben daha hiç görmemişken,
Hala ölmemişsem yüzünü dönmemişken,
Dönsen ne değişir dönmeyi öğrenirken.